Do Humankind's Best Days Lie Ahead? | Alain De Botton, Steven Pinker, Matt Ridley, Malcolm Gladwell (Kitap)
Munk Münazaraları, 2008 yılından bu yana Kanada Toronto’da altı ayda bir kez Roy Thomson Hall’da 3000 seyirci önünde gerçekleştiriliyor. Ele alınan konular genellikle jeopolitik, sosyal, ekonomik veya teknolojik meselelere yoğunlaşıyor. Amaç, dünyanın ve Kanada’nın yüz yüze olduğu temel kamu politikaları meselelerini tartışabilmeleri için önde gelen düşünürlere küresel bir forum sağlamak. Dünyanın en parlak isimlerinin belirlenen konu üzerine fikirlerini paylaştığı bu münazarada, 2015 sonbaharında felsefeye dayanan bir konu ele alınmış, bu münazaranın içeriğine ise Türkçe olarak Gelecek Daha Güzel Günler Mi Getirecek isimli kitapta yer verilmiştir.
İnsanlık olarak daha iyiye mi, yoksa daha kötüye mi gidiyoruz?
6 Kasım 2015 tarihli münazaranın önermesi şöyle:
‘Gelecek daha güzel günler mi getirecek?’
Münazara öncesinde, seyircilerden bu fikri oylamaları istenmiş. Seyircilerin 71%’i bu önermeye katılırken, 29%’u ise katılmadığını belirtmiş.
Savunanlar (Kısaca ‘Pro’ olarak isimlendirilmiştir)
Steven Pinker - Bilişsel bilimin öncülerinden, yazar ve akademisyen
Matt Ridley - Evrim, tarih, ilerleme ve ideoloji gibi konuları ele alan gazeteci ve yazar
Muhalifler (Kısaca ‘Con’ olarak isimlendirilmiştir)
Alain de Botton - Yazar, düşünür ve kendi kuşağının en popüler filozoflarından
Malcolm Gladwell - Yazar ve gazeteci
Münazara 90 dakika sürüyor ve her bir münazaracı kendine ayrılan sürede sözü devralarak görüşlerini, savunma ve hareket noktalarını açıklıyor. Münazarayı Rudyard Griffiths sunuyor. Kitabın son sayfalarında Griffiths tarafından her bir münazaracı ile münazara öncesinde birebir yapılmış söyleşiler de yer alıyor.
Münazarada Neler Konuşulmuştur?
Geleceğin Daha Güzel Günler Getireceğini Savunanlar (Pro)
Steven Pinker
10 farklı konuda tüm dünya için gidişatın olumlu olduğunu savunarak söze başlıyor. Bu konular şöyle:
1- Hayatın kendisi - insan ömrünün uzamış olması
2- Sağlık alanında yaşanan gelişmeler - Eskiden öldürücü olan pek çok hastalığın artık tedavisinin bulunması ve yaygınlaşması
3- Refah seviyesinin artması - Aşırı yoksulluk içinde yaşayanların oranının azalması, insanların eskisine oranla daha az çalışıp daha fazla kazanç elde etmesi; gıda, eğlence, iletişim, giyinme, barınma gibi ihtiyaçların daha kolay karşılanabilir oluşu
4- Barış ortamının yayılması - Devletler arası büyük savaşların yaşanmaması
5- Güvenliğin artması - Şiddete dayanan suç oranında azalma
6- Özgürlük - Demokrasinin ve açık toplum anlayışının yayılması
7- Bilginin yayılması - Eğitim seviyesinin giderek yükselmesi
8- İnsan haklarında yaşanan iyileştirmeler
9- Cinsiyet eşitliği - Kadınların daha iyi bir eğitim alıp, daha geç yaşta evlenmesi, daha güçlü olmaları ve iyi pozisyonlarda yer almaları
10- Zeka - IQ’nun dünyanın her yerinde her on yılda üç puan artış göstermesi
Pinker, son dönemde yaşanan tüm bu gelişmelerin teknolojideki ilerlemeleri de desteklediğini belirtiyor. İki tehlikeye işaret ediyor; nükleer terörizm ve iklim değişikliği. Ancak, bu tehlikelerin de çözülebileceğini savunuyor.
Matt Ridley
Geçmişte geleceğin kendisine oldukça karanlık gözüktüğü bir dönem yaşadığını belirtiyor. Bunun nedeni ise, nüfus artışı, kıtlık tehditi, kanserin yayılması, çöllerin genişlemesi, petrolün tükeniyor oluşu, asit yağmurlarının ve bazı hastalıkların yayılması, ozon tabakasındaki deliğin büyümesi gibi olası sorunların sürekli vurgulanmasıydı ona göre. Ridley, bu tehditlerin her birinin yanlış alarm olduğunu ya da abartıldığını düşünüyor ve ekliyor:
Hayat insanların çok büyük bir bölümü için daha iyiye gidiyor.
Kötü giden şeyleri ise trafik ve obezite olarak belirlemiş. Bu tür sorunların ise genellikle ‘bolluk’tan kaynaklanan sorunlar olduğunu vurguluyor.
Karşı Çıkan Muhalifler (Con)
Alain de Botton
Geleceğin daha güzel günler getireceğini savunan “iyimser” tarafın bahsettiği noktaların dört temaya dayandığını belirterek sözü devralıyor. Bunlar; cehalet, fakirlik, savaş ve hastalık. Ardından sözü kendi memleketine, dünyanın en gelişmiş ülkelerinden biri olan İsviçre’ye getiriyor. Pek çok ülkenin ilerisinde yer alsa da, İsviçre’nin de kendi sorunları olduğunu, gayrisafi milli hasılanın yüksek olmasının insanlardaki ‘yetersizlik’ duygusunu bastırmaya yetmediğini ve yoksulluğun asıl tanımı olan ‘yeterince şeye sahip olmama hissi’nin kendi ülkesinde pek çok kişide mevcut olduğunu belirtiyor.
Malcolm Gladwell
Gladwell, Pinker ve Ridley’i ‘Pollyanalar’ olarak nitelendirerek söze başlıyor. Geçmişin daha güzel günler getirmiş olduğunu ancak geleceğin daha iyi günler getirmesinin aslında dünyanın hangi bölgesinde bulunduğunuza göre değişeceğini vurgulayarak sözlerine devam ediyor. Gelecekte ‘daha farklı’ bir dünyanın söz konusu olacağını belirtiyor. Pek çok alanda olumlu gelişmeler yaşanmış olsa da, bunların beraberinde olumsuzlukları da getirdiğini ekliyor. Bu duruma örnek olarak, hastalıklara ve kıtlığa daha dayanıklı ekinler üretiliyor olsa da, bu yöntemin iklim değişikliğine sebep olmasını; iletişimde yaşanan ilerlemelerin Afrika gibi bölgelerde hayatı kolaylaştırmasına rağmen, terörizm tehlikesini desteklediğini veriyor. Bu şekilde, bazı riskler azaltılırken, bazı risklerin de doğası değiştirilmiş oluyor.

Gelecek Daha Güzel Günler Mi Getirecek?
Alain de Botton, Steven Pinker, Matt Ridley, Malcolm Gladwell
2017
132 sayfa
goodreads

tekrar okumaya değer!
# felsefe
2023 kasım
ekim
eylül
ağustos
temmuz
haziran
mayıs
nisan
mart
şubat
ocak
2022 aralık
kasım
ekim
eylül
ağustos
temmuz
haziran
mayıs
nisan
mart
şubat
ocak
2021 aralık
kasım
ekim
eylül
ağustos
temmuz
haziran
mayıs
nisan
2020 temmuz
nisan
2019 aralık
kasım
ekim
eylül
ağustos
temmuz
haziran
mayıs
nisan
şubat
ocak
2018 aralık
kasım
ekim
eylül
ağustos
temmuz
haziran
mayıs
nisan
mart
şubat
ocak
2017 aralık
kasım
ekim
eylül
ağustos
temmuz
haziran
mayıs
nisan
mart
şubat
ocak
2016 aralık
kasım
ekim
eylül
ağustos
haziran
mayıs
nisan
mart
şubat
ocak
2015 aralık
kasım
eylül
ağustos
temmuz
haziran
mayıs
ocak
2014 aralık
kasım
eylül
2013 aralık
kasım