Minimalist Living | Aston Sanderson (Kitap)

Minimalist Yaşam, yaşamınızdaki fazla eşyalardan arınmanızın, yüklerinizden de arınmanızı sağlayacağını ve böylece daha kaliteli yaşamaya başlayacağınızı vurguluyor.

Tatile giden herkes kendisine bir bavul hazırlamıştır. Bu şu anlama gelir; yanınıza alacağınız eşyalar için sınırlı bir alanınız vardır, bu nedenle yanınıza birbiri ile eşleşen, yolculuk boyunca ihtiyacınızı karşılayacak, hava koşullarına uygun kıyafetler almanız gerekir. Dolabınızı incelersiniz, buna göre seçimler yaparsınız ve “daha az” eşya ile yolculuğunuz boyunca idare edersiniz. Ve en önemlisi de ‘hayatta kalırsınız’. Kitap, bu çarpıcı örnekle başlıyor. Sınırlı sayıda eşya ile tatilinizi geçirebiliyorsanız eğer, dolabınızda sadece gerçekten kullandığınız eşyalar olduğunda da hem daha hızlı ne giyeceğinize karar vererek güne başlarsınız, hem de daha düzenli olduğunuz için derlemeye ve toparlamaya daha az vakit ayırmış olursunuz. Tabii ki, bu, minimalizmin sadece küçük bir çıktısı.

Pareto prensibi de, dolabınızda yer alan kıyafetleri ne sıklıkta kullandığınıza rahatlıkla uygulanabilir. Zamanınızın 80%’ninde, dolabınızdakilerin 20%’sini kullanırsınız, bu 20%’yi ‘favori’ olarak da adlandırabilirsiniz. Geriye kalan 80% için ise, iki seçeneğiniz vardır; ya kullanıma sokmalısınız, ya da onları vermeli / satmalısınız.

Minimalizmin özünde eşyaların sizin mutluluğunuz üzerinde aslında sandığınız kadar çok fazla etki etmemesi var. Tabii ki, ihtiyacınız olan şeyleri satın alarak dolabınıza eklemelisiniz. Ancak, bu konu, ihtiyacınız olmayanı da satın aldığınızda, hatta satın aldıklarınızı unutmaya başladığınızda karmaşık hale geliyor. Bir şeyler satın almanın arkasında yatan psikoloji bu noktada çok önemli. Örneğin, çoğu kişi için, ınternet üzerinden yapılan alışverişlerde satın alınan ürün yerine onu bekleme dönemi daha heyecanlı bir evredir. O ürün hakkında bir beklenti ve hayal vardır. Aslında, çoğu kez, satın aldığımız yeni bir şeyin hayatımızdaki bir boşluğu doldurmasını bekleriz içten içe. İşte, gerçek mutluluğa ulaşabilmek için öncelikle o boşluğun ne olduğunu bulmamız gerekiyor.

Kitap, minimalizm konusunda kısa bir rehber niteliğinde. Öncelikle hayatınızı nasıl minimal hale getirebileceğinizi ele alıyor. Minimalizm kesinlikle bir anda ulaşılabilecek bir şey değil, belki aylarca sürecek olan yorucu / zorlu bir süreç. Bazı eşyalar, anılarla bağlantılı olduğu için özellikle onları elemek zor gelebilir, bu da sürecin ertelenmesine yol açabilir. Bu kitap böyle durumlarla mücadele edebilmek için de öneriler içeriyor. Kitapta ele alınan diğer bir konu dijital olarak sadeleşmek.

Minimalizm beraberinde tutumlu olmayı, daha çok birikime ulaşmayı, ev düzenine daha az enerji harcamayı beraberinde getiriyor. Elinizdeki ile mutlu olmak, kiralayabileceğiniz ve seyrek kullanacağınız şeyleri satın almamak, kapsül gardrop oluşturmak, dolabınızdaki parça sayısını hep aynı tutabilmek konunun alt başlıkları. Minimalizme giriş niteliğinde bu kitabı ben oldukça faydalı buldum.